Karamürsel'de su çiçeği alarmı!
Karamürsel'de son dönemde özellikle ilk okul 1. sınıf öğrencilerinde çok sayıda su çiçeği vakası görülmesi panik yarattı.
Karamürsel'de son dönemde özellikle ilk okul 1. sınıf öğrencilerinde çok sayıda su çiçeği vakası görülmesi panik yarattı.
Korkulacak bir durumun olmadığını ifade eden yetkililer, “Haziran ayına kadar devam edebilen ve her yıl meydana gelen bir olay olduğunu. Anne ve babalar ın endişelenmesin” ifadesi kullanıldı. Karamürsel'de genellikle aşı olmayan çocuklarda görülen hastalığın ilk defa Karamürsel'de bu kadar yoğun görüldüğü bildirildi.
Hastalığın özellikle aşısı olmayan ya da bağışıklık sistemi zayıf çocuklar üzerinden hızla yayılabildiğini belirten uzmanlar, “Hastalık griple başlayabiliyor. O nedenle çocuğun en ufak rahatsızlığında kesinlikle hekime başvurulmalı. Hastalık sırasında ateş düşsün diye alınacak Aspirin beyne zarar verdiğinden, kullanılmamalı” uyarısında bulundu.
Karamürsel'de özellikle 1.sınıf öğrencilerinde çok sayıda görülen su çiçeği vakası halk arasında panik yarattı.
Genellikle çocukluk çağında ortaya çıkan suçiçeği, çok yaygın görülmekle birlikte ağır belirtilere yol açmayan virüs kökenli bir bulaşıcı hastalık olduğu belirtildi. Tipik döküntüler, deride içi sıvı dolu kabarcıklardan oluşur. Çok bulaşıcı olan bu hastalığa hafif genel belirtiler de eşlik eder.
NEDENLERİ
Suçiçeğinin etkeni, herpes grubundan bir virüstür. Uçuk (herpes simplex) virüsüne çok benzeyen ve herpesvirus varicella ya da varicella zoster adlarıyla tanınan bu virüs suçiçeğinin yanı sıra zona hastalığının da etkenidir. Hastalık temel olarak suçiçeği virüsüyle yüklü tükürük damlacıklarının ağızdan solunum yollarına alınması sonucu bulaşır. Vücuda giren suçiçeği virüsü henüz bilinmeyen dokulara yuvalanarak çoğalır.
Hastalığa özgü döküntülerin gruplar halinde birbiri peşi sıra çıkarak bütün vücuda yayılması, virüsün aralıklı olarak kana geçtiğini gösterir.
Virüs, derideki kılcal damarları etkileyerek üstderi (epidermis) yapısının bozulmasına, içi serum,epitel ve bazen iltihap hücreleriyle dolu tipik kabarcıkların oluşmasına yol açar. Su çiçeği virüsünden kaynaklanan bu lezyonlar deriyle sınırlı kalmaz; yemek borusu, pankreas, böbrekhavuzu, idrar borusu (üreter), idrar kesesi ve böbreküstü bezlerinde de görülür.
GÖRÜLME SIKLIĞI
Suçiçeği en çok 2-8 yaşlan arasındaki çocuklarda görülen bir hastalıktır. Ama yaşamın her evresinde cinsiyet ve ırka bağlı olmaksızın ortaya çıkabilir. Hastalık kış ve ilkbahar aylarında daha sık görülür. Üç ayını doldurmamış bebeklerde suçiçeğine ender olarak rastlanır. Bu durumun anneden kazanılan geçici bir bağışıklıkla ilgili olduğu sanılmaktadır. Çok seyrek rastlanmakla birlikte hastalık aynı kişide iki kez ortaya çıkabilir. Bu ayrıksı örnekler bir yana bırakılırsa suçiçeği geçiren hastalar ömür boyu kalıcı bağışıklık kazanmaktadır.
BELİRTİLERİ
Bulaşma ve ilk belirtiler arasında geçen kuluçka süresi 2-3 haftada tamamlanır. Ortaya çıkan döküntüler 24-36 saatte, makûl denen ve deride kabartı yapmayan noktalar halindeki lekelerden, içi sıvı dolu kabarcıklara dönüşür. Kabarcıkların çevresinde halka biçiminde belirgin bir kızarıklık görülür. Bu kızarıklıklar kabarcıkların kurumaya başlamasıyla kaybolur. Kabarcıklar ortalarından kuruyup kabuk bağlamaya başladığında göbekli bir görünüm kazanır.
Döküntüler ilk önce göğüste ve sırtta belirerek hızla yayıbr. Hafif olgularda döküntü baş, yüz ve gövdeyle sınırlıdır. Ağır olgularda daha yaygın olan döküntüler kol ve bacaklara, gözün dış zarına (konjunktiva), yutak, gırtlak ve soluk borusu mukozalarına da sıçrar.
Döküntüler kabukların düşmesiyle 5-20 gün içinde iz bırakmadan kaybolur. Ama karşı durulmaz bir kaşınma isteği uyandıran bu döküntülerin kaşınması durumunda deride çiçekbozuğunu andıran küçük çukurlar kalabilir. Sürekli çıkan yeni döküntüler nedeniyle vücudun bir bölgesinde döküntülerin bütün gelişim evreleri aynı anda görülebilir. Bu da suçiçeğinin ayırt edici özelliklerinden birini oluşturur. Ateş genellikle 38,5°C-39°C arasında kalır. Ama ağır durumlarda 40,5°C’ye ulaşabilir.
TEDAVİ
Öbür virüs kökenli hastalıklarda olduğu gibi suçiçeğini de iyileştirecek bir ilaç yoktur. Tedavi girişimi temel olarak hastanın yakınmalarını olabildiğince azaltmaya yöneliktir.
Hastalığı ağır geçiren bebek ve çocuklarda, özellikle bir ayını doldurmamış bebeklerde,kortikoit tedavisi gören hastalarda kankanseri gibi kötü huylu hastalı larda, iyileşme dönemindeki zona ha talannın serumundan elde edilen ga maglobülinler kullanılabilir.
Bu uy§ lama, bulaşmayı izleyen üç gün içine yapılırsa hastalığı önler. Belirtilere ye nelik tedavi Özellikle kaşıntıyı azmayı amaçlar.
Sabunlu suyla sık banyo yapılıra gelişebilecek deri enfeksiyonlarım öı leyeceğinden yararlıdır.
Ayrıca hast nın iç çamaşırlarının ve yatağının he gün değiştirilmesi önerilir. Yüzde oranında sodyumbikarbonat içeren çc zeltiler, mentol içeren tali pudrası ya da antihistaminikli losyonlar kaşıntı) hafifletir.
Döküntülerin Örselenmes derin lezyonlara ve deride yara izi kalmasına yol açacağından, suçiçekli cukların kaşınması kesinlikle engellenmelidir. Olası kaşınmanın yol açacağı i zararları en aza indirmek için hastanın tırnakları özenle kesilerek törpülenmeli, bebeklere ise eldiven giydirilmelidir denildi.