Hakkaniyet, halk arasında güçlü bir kavramdır.
Çünkü insanlar hakkaniyete dayalı belirli bir düzen isterler.
Çünkü, beyinler karmasayı benimsemezler.
Çünkü, zihinler problem durumlarından rahatsız olurlar. Problemleri hemen çözmeyi, çözmesini ve çözmelerini beklerler.
Hakkaniyet kavramı nesilden nesile aktarılması gereken bir evrensel değer ve yaşam filozofisidir.
İnsanlar çok yer ve zamanda güçlünün kendisinin, ailesinin ve yakın çevresinin çıkarlarını korumak için güçlü olduğunu unuturlar.
Medyada ve halk arasında sıkça söylenen “balık hafızalı birey ve toplum” deyimi de bu unutmadan kaynaklı olarak gerekçelendirilir.
Saf, duru ve iyi niyet dolu karakterler deseni de bu unutma içinde kendini gösterir.
Hakkaniyet kavramı yeni nesillere olduğu gibi öğretilmelidir. Hakkın yenmesinin ve gasbının bireysel, geleneksel ve evrensel kötü sonuçlar doğuracağı anlatılmalıdır.
Kul ve insan hakkının ne denli sorumluluk gerektirdiği yaşayıp, yaşatarak ve gözleyip, gözleterek sunulmalıdır.
Sonuç olarak insanlar belirginlik isterler.
Hakkaniyet beklerler.
Hakkaniyetin temelinde ister hukukı, insani, vicdani ve isterse de adına laiklik -laisizim- devlet işleri ayrıdır” de yüce değerler olmasını isterler.
Çünkü, ilçemiz ve memleket yaşamın her alanında değerleri dolayısıyla da hakkaniyet ölçüleri olan çıkış noktaları bekler.