Karamürsel’de insanların gözünün içine baka, baka zulüm etmek ve ardından gülümseyen bir surat ile bu ilçenin yazılmammış bir anayasası vardır diyebilmek gerçekten büyük bir mide gerektiriyor. Aslına bakarsanız köşe yazımı dün yazmıştım ve bugün gazetede nöbetçi arkadaşlarıma öğleye doğru yayınlayın demiştim. Sabah kahvaltı yaparken ilçemizin kıdemli gazetecisi Abdullah Karagöz’ün köşe yazısını okuyunca benim yazdığım yazı ile bu kadar mı örtüşür dedim ve yazımın devamına Abdullah Karagöz’ün yazısını da ekledim.
BEN GÖRDÜKLERİM YÜZÜNDEN BELEDİYEDEN AYRILDIM
Karamürsel Belediyesi’nde uzun yıllar imza yetkisi olan bir yönetici olarak görev yapan bir takipçim öyle iddialarda bulundu ki!
Yenilir yutulur cinsten değil!
Belediye’nin imar müdürlüğünden, fen işleri müdürlüğüne, hurdalarından, paravan şirketlerine kadar her yerinde atılan imzada başkanın olur yâda olmazı vardır.
Sonrasında ekledi, bu ilçede son 14 yıldır dönen her şeyin arkasında başkanın gölgesi vardır! Ne olursa olsun birinin dükkân önüne koyduğu reklam tabelasından, tesisinin önüne açtığı yola kadar haberi olmadan bir iş yapılması imkânsızdır.
Zaten bu ilçenin bugün bu kadar allak bullak bir hale gelmesinin en büyük nedeni her şeye hâkim olmaya çalışmak ve insanların üzerinde büyük baskılar kurmak için her şeyden haberdar olmak isteyince ilçe bu hale geldi diye ekliyor.
Belediyede çalışan herkes bilir ki, verilen bir sözden yâda atılan bir imzadan başkanın sonradan haberi olursa kapının önüne koyar!
Kapının önüne koyamıyorsa ağzına geleni milletin içinde söyler ve yerin dibine sokar!
Bu riski kimse almaz ve ne olup bitiyorsa her konu ona iletilir.
Bu ilçede bütün herkesin gözüne soka, soka yapılan onca işyeri, ses çıkartılmadan büyütülen daireler, iş yerleri, arsasına piyango vuran kişiler, arsası gasp edilen kişiler, evleri veya iş yerleri yıkılan yâda yıkılmaktan son anda dönen kişiler ile sizce kimsenin ortaklığı yok mu? Yâda bu işe olur denmesi için hediyeleşme yapılmıyor mu? Belediyenin şuraya borcu var sen git o borcu bir kapa işin tamam denilmiyor mu?
Tabi bunların hepsi birer iddia ama yakın bir zamanda belediyede yıllarca çalışan ve ayrılan sevgili takipçimiz derse ki, ben her şeyi kameralar önünde anlatmak istiyorum. Bunca yenen kul hakkında kendimi de sorumlu hissediyorum. İlçede büyük bir kesimin çok iyi tanıdığı ve yıllarını Karamürsel Belediyesi’ne vermiş sevilen ve sayılan bu değerli kişi kameralar karşısına geçip açıklama yaparsa onu da seve, seve yayınlarım.
Gelelim ömrünü Karamürsel’e vermiş ve başkaları gibi 50 sinden sonra kendini hamamda bir keseye bozdurmayan sevgili büyüğüm Abdullah Karagöz’ün kaleme aldığı köşe yazısına.
Recai Bey'in arsaları (!)
Yıl: 1999
Marmara depreminin yaşandığı 17 ağustos…
Kayacık mahallesinde Atay sitelerinde 5 bina yıkılmış.
Yıkılan binalarda 22 kişi can vermiş.
Şikayetler,incelemeler,mahkemeler…
Mahalli mahkeme takipsizlik kararı vermiş.
Ölenlerin yakını kararı temyiz edince karar bozuldu.
Mahalli mahkeme kararında direnince ,
İddia sahipleri temyize gitti.
Yargıtay kararı onadı “ Müteahhit ve fenni mesul “ ölüme sebebiyetten mahkum oldu.
Fenni mes’ul hapis yattı çıktı.
Parti değiştirdi,Belediye meclisine seçildi.
Mecliste “Komisyon” başkanı oldu.
İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
Karamürsel’de, parsel “düka “ lığ ı başladı.
Her yapılan “PARSEL” in ;
Bir veya 2 hatta 4-5 metre iştiraki, RECAİ Bey’in hissesi oldu…
Bu konu o kadar dillendi,budaklandı ki,
Recai Bey’in “Komisyon” başkanlığı son buldu.
Bu nasıl bir düzendir?
Yaptığı iş, kusurlu bulunup bundan dolayı mahkum olan biri,
Belediye meclisi üyesi olup sonra da “İmar Komisyonu” başkanı olsun!
Olursa böyle oluyor…
Adam tüm ilçe halkının gözünün içine bakarak yaptığı her parsel ölçümlemesinde,
Ölçtüğü parelin kıyısından,kenarından veya ucundan kendisine 3-4 metre ayırıp,
Tapuda kendi adına tesçil yaptırıp parsele ORTAK olmuş !
İlçede bu konuda söylentiler bitmek bilmiyor.
Recai Bey’in bu küçücük 1-3-4-5 metre karelik hisseleri neden niçin ve hangi amaçla edindiği konusunda çok sor var.
Hatta bazı satışlarda parsel sahiplerine bu küçük metreli hissesinden dolayı KÖK söktürdüğü söyleniyor.
Bu konular kimi ilgilendiriyorsa, acaba açıklar mı?
***
Ölçmeye ben geleceğim
Karamürsel’de yaşı 30 yılı geçmiş 3 dükkana “iskan” isteniyor.
İstenen rakam 39 milyon.
Konu Recai Bey’e intikal ediyor. Recai Bey:
-Siz bana 3 er bin lira verin.Ölçmeye ben geleceğim.Dükkanlara da 10 ar bin lira ödersiniz(!)
Diyor.
Hoppala paşam işte Keşan…
Yahu Recai Bey sen Belediyede meclis üyesi değil misin?
Belediye Meclis üyesinin Belediye ile “akçeli” iş yapması yasal mı?
Hem ölçümlemede Belediyenin “ZARARINA” iş yapmayı nasıl düşünüyorsunuz?
Bu Karamüsel’de ,
30 yıldır iskansız dükkanı olanlar, imar barışından faydalanıp iskan almak isterken zavallı,
Belediye Meclis üyesi Recai Bey mesleği gereği ölçümle yapmak için Belediye Meclisi üyeliğinden istifade ile girdiği pazarlıkta ne kadar AKILLI değil mi?
Hadi bakalım Recai Bey,
“Benim tapuda 1-3-5-10 metrekarelik arsalarım yok”
De (!)
Hadi bakalım:
-Ben dükkan sahiplerine 3 bin liraya sizin ölçümlemenizi yaparım”
Demedim de !...