Korku Psikolojisi ve Anormalleştirme Yöntemleri
Her bir insan doğduğu andan itibaren bireysel hukuki kişiliğe sahiptir. Daha geniş anlamda bireysel hak ve özgürlükleri sayesinde bireysel yeteneklerin nitelikleri, toplum içinde karakteristik bir işlevin rol modelidir.
Bu bağlamda kişinin sosyal çevresinde güçlü veya zayıf olduğu ilişkileri her zaman mümkündür.
Mümkün olan her türlü olumlu veya olumsuz ihtimalin bireysel kişilik hakkına vasıf olan bir varlığın nasıl ki ruh beden bütünlüğü en temel hakkı ise, devlet millet bütünlüğü de bir devletin tüm tehditlere karşı koruması ve savunması gereken en temel hakkıdır.
Farklı nedenlere dayalı veya aynı mantığa hizmet eden ve birbirinden farklı kaynaklardan çıkıyormuş gibi algı oluşturabilen bireysel davranış veya kurumsal alt yapı sayesinde, gerçeği yansıtmaktan uzak ve her aşamada yeniden kendini güncelleyerek teorik ağırlığını hissettirmek amacı ile yapılan saldırılar kişileri veya devletleri tehdit eder.
Kamuda korku psikolojisi oluşturmak amacı ile birbirini tetikleyen etkenler üretecek toplum psikolojisini yönlendirme özelliğine sahip kurumlar, kuruluşlar, şirketler ve onların taşeronlarının varlığı her zaman bir tehdit unsuru olarak varlığını sürdürecektir.
Gerek bireysel, gerekse devlet bütünlüğünü etki altına alacak toplum mühendisliği ile toplumsal anormalleşmeyi sağlayacak senaryo üreticiler ve rol üstleniciler hamlelerini hem sinsice hem de büyük şok nitelikli etki yöntemleri ile yapabilmektedirler.
Bu şok nitelikli negatif dağılımlara karşı bireysel veya devletin haklarının korunması için sağlıklı bir moral ve isteklendirme ile negatif eylemlerin oluşturacağı psikolojik hasarlar kolayca onarılır hal alması ve başarısızlığın önüne geçirecek seçeneklerin çoğaltılması mümkündür.
Böylece toplumu anormalleştirmek isteyenler çok kısa sürede kendileri anormalleşmiş olacaklardır. Toplum bünyesinden atık olarak dışlanacaklardır.
