Ercan Buber

FİTNE UYKUDADIR, UYANDIRANA LANET OLSUN!

Ercan Buber

FİTNE UYKUDADIR, UYANDIRANA LANET OLSUN!

Hakikat Güneşi Balçıkla Sıvanmaz!
Kıymetli hemşehrilerim, gönül dostlarım;
Yeni bir haftaya, Rabbimden "rahmet ve bereket" niyaz ederek başlıyorum. 

İnşallah Mevla, kuruyan topraklarımızı rahmetiyle şenlendirir de bizleri susuzluk imtihanıyla sınamaz. 

Haftanız, ömrünüz bereketli olsun.
Lakin biz gökten rahmet beklerken, dün ilçemizin üzerine nifak tohumları serpmeye çalışan bir "müfteri"nin fitnesine şahit olduk. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor: "Fitne uykudadır, onu uyandırana Allah lanet etsin." Dün birileri, ellerini ovuşturup "Milleti birbirine ne güzel düşürdüm" diyerek şeytani bir zevk alırken, bu fitnenin ceremesini masum, düzgün insanlar çekti.
Kelime-i Tevhid Hassasiyeti ve Münafıklık Alameti
Evet, yıkılan o metruk binanın molozlarının yanına bırakılan, üzerinde Kelime-i Tevhid yazılı bir afişin parçalandığını gören her Müslümanın beyni zonklar, kanı donar. 

Bu hassasiyete, bu öfkeye sonuna kadar katılıyor ve bu serzenişi uslubu ile yapan tüm kardeşlerime sonuna kadar katılıyorum. Dinini layıkı ile yaşayan ilçemizde bir çok talebe yetiştiren ve büyük mücadeleler veren insanların dini hassasiyetini kullanarak onları siyasete sokmaya çalıştılar. Ama ben şahidim ki, bu dernek ve vakıfların hiç birinin siyaset ile işleri olmadığını ben biliyorum sizde bilin diye bu yazıyı yazdım. O yüzden yazımın buradan sonrası tamamen bunu siyasete alet edenlere.

DİNİ SİYASİ RANT YAPMAYA ÇALIŞTILAR!
Ey hakikati görmeyip algıya kurban gidenler! O Kur’an kelamı yazılı afiş, tam bir yıldır o viranede, o müptezel yuvasında asılı duruyordu! 

Güneşin altında kavruldu, yağmurun altında çürüdü, rüzgârla deforme oldu.

O zaman neredeydiniz? 

Bir yıldır o kutsal orada çürürken sesini çıkarmayanlar, bugün siyasi rant uğruna o parçalanmış afiş üzerinden "Din elden gidiyor" yaygarası koparıyor. 

Bu samimiyet midir, yoksa dini siyasete alet etmek midir?


Bir Yiğit, Bir Hata ve Asil Bir Duruş
Ortalık harman yerine dönmüşken, Belediye Başkan Yardımcısı Sayın İlkay Kaya, "kulağının üzerine yatma" kolaycılığını seçmedi. Çıktı, bir Müslüman'a ve bir yöneticiye yakışır şekilde; "Evet, bu bir hatadır. 

Personelimizin daha dikkatli olması gerekirdi" dedi. Kıvırmadan, eğip bükmeden, "Doğruya doğru, yanlışa yanlış" diyerek aslanlar gibi sorumluluk aldı. Hatayı kabul etmek erdemdir, lakin hatayı fırsat bilip linç etmek namertliktir!
Asıl Sorulması Gereken Soru Şudur:
Yıllardır o bina bir "müptezel yuvası" iken, ayyaşların mekânı olmuşken, o Kelime-i Tevhid oraya neden asıldı? 

O çürümüş afişi bir yıldır oradan indirmeyenler, o binayı yıkmaya gücü yetmeyenler, bugün bu temizlik yapıldı diye neden rahatsız?


Savcılarımıza Açık Çağrımdır!
Buradan Cumhuriyet Savcılarımıza sesleniyorum: Müslümanların en hassas değerleri üzerinden ilçede (resimlerde görüldüğü gibi molozların altından değil kenara bırakılmış olan afişin fotoğraf ve videaolarını çekerek yalan beyanda bulunan) kin ve nefret tohumları eken, halkı galeyana getiren bu şahıs hakkında acilen gereği yapılmalıdır! 

Bu fitne ateşi söndürülmezse, geçmiş yılların fotoğraflarıyla yapılan bu algı operasyonları kar topu gibi büyüyecektir.

Siyasetçiyim diye geçinip bu kirli oyundan rant devşirmeye çalışanlar da bilsinler ki; mensubu oldukları partilerin disiplin kurulları da, milletin vicdanı da yakalarındadır!


Hodri Meydan!
Bu satırları yazmaya başladığımda dünkü köşe yazım 28.000'den fazla kişi tarafından okunmuştu. Binlerce yorum, tehdit, hakaret... 

Hepsini sildirdim. 

Neden mi? 

Sırf fitne büyümesin, kardeş kardeşe düşmesin diye. Yoksa sizin o küçük dünyanızda kurguladığınız gibi kimseden bir çekincem, bir korkum olduğundan değil!

Korku sahibi olan kişinin böyle bir şirketi yönetmeye ne gücü nede yüreği yetmez. Hemde 15 küsür yıldır.


Dindar kardeşlerimin samimi sitemlerine boynum kıldan ince, onlarla dertleşir helalleşiriz. Ama haddini aşanları, klavye delikanlılığı yapıp üzeri kapalı tehdit yapanları yüce Türk adaletine teslim ettim.


Aynaya Bakın!
Sevgili dostlar, ben 15 küsur yıldır bu mesleği icra ediyorum. Bu memlekette kimsenin adamı olmadım, kalemimi satmadım. Herkes kendini "racon kesen" kabadayı bir kendi zannediyor.
Benim keyfim yerinde. İtle, çakalla, fitneciyle uğraşacak vaktim de yok, onları muhatap alacak halim de. 

Ben 15 yıldır bu gemiyi tek başıma yürütüyor, sabah yine tek başıma o çarşıda alnım ak, başım dik yürüyorsam; siz de sabah ayılınca yüzünüzü yıkarken aynaya biraz daha uzun bakın.
Bizim sırtımızı dayadığımız yer bellidir: “Hasbunallah ve ni'mel vekil”
Sevgiyle, muhabbetle, en önemlisi de hakikatle kalın...
 

Yazarın Diğer Yazıları