Bir lider, ancak ekibi kadar başarılı olabilir. Etrafını saran şakşakçılara kapılıp sadece onların dar penceresinden dışarı bakarsa, gün gelir aslında yönetmediğini, yönetildiğini ve yönlendirildiğini acı bir şekilde fark eder. Ancak o zaman, iş işten çoktan geçmiş olur.
Ercan Buber'in köşesi; Çok acıdır ki, bir memlekette 15 yıl gazetecilik yapınca, bazı felaketlerin ayak seslerini çok önceden duyuyorsun. Ama daha da acısı, senin feryatlarını görmezden gelmeleri ve o felaketlerin acı bir şekilde yaşanarak öğrenilmesi.
Defalarca yazdık, dile getirdik. Özellikle modifiye motosikletlerin yarattığı tehlikeyi anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Ne yazık ki, ilçedeki 20 motosikleti bile toplamaya kimsenin gücü yetmedi. Ve bugün, o görmezden gelinen tehlikenin bedelini, bir çok ölen kişi ve şuan 18 yaşında bir evladımız ödüyor. Hatta yazımı kaleme aldığım şu saatlerde, yaşamla ölüm arasında, bitkisel hayatta bir mücadele veriyor.
Ne olur, siz de bir dua okuyun.
Allah kimseye evlat acısı vermesin.
Şimdi kimler kendini sorumlu hisseder bilemiyorum, onları vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum.
İlçemizde uyuşturucu belasıyla mücadele ederken bir başka tehlike daha baş gösterdi: Kırmızı reçeteli haplar. 50 TL'den 200 TL'ye kadar değişen fiyatlarla, çocukların geleceğini karartan bu haplar, ailelerin kâbusu oldu. Bizleri kendi aileleri gibi gören duyarlı vatandaşlar, başka çocukların canı yanmasın diye fısıldıyorlar bu gerçekleri. Ama elleri kolları bağlı. Dediğim gibi, Allah kimseyi evladıyla sınamasın.
Aslında bu konuları detaylıca konuşmak için canlı yayın açacaktım lakin zaman olmadığı ve kendime çokta hakim olamadığım için köşe yazısını uygun gördüm.
Son üç gündür Ahmet Çalık'a yapılan linç ve karalama kampanyası, bunca yapılan etkinliğin ve organizasyonun önüne geçiyorsa, Kocaeli geneli ve ilçede 2 yılda basın üzerinde 1 arpa boyu yol alamadığımızı gösterdi bizlere. Tüm kurumlar yapmadığı bir şey için bile Ahmet Çalık için bu kadar rahat haber yapabiliyorsa zaten vah ki vah.
Güreşlerle ilgili ben de eleştirilerimi dile getirmiştim, ancak o eleştiriler bile yapıcıydı. Güreşlerin ilçemize veya esnafımıza bir faydası olmadı, sadece "yapmadık! yapamadık!" demek için yapıldığı ortadaydı. Keşke dağıtılan paraların büyük bölümünü, Karamürselli güreşçilerimiz kazansaydı, her boyda şampiyonumuz olsaydı. Ne yazık ki olmadı, olması da beklenmiyordu.
Gelelim o utanç verici pankart olayına. Milyonların harcandığı bir güreş sonrası keşke gazeteler ve gündem Ahmet Çalık'ın ismini yapmadığı bir şey için konuşmuyor olsaydı. Eğer bu olay bilinçli ve kasıtlı olarak yapıldıysa, bu sadece bir edepsizlik değil, büyük bir ayıp.
Ahmet Çalık, Karamürsel'in belediye başkanıdır ve yapılacak bir saygısızlık ne kadar kabul edilemezse, Recep Tayyip Erdoğan da bu ülkenin Cumhurbaşkanı'dır ve makamına olan saygısızlık asla affedilemez. Bu olayın, Ahmet Çalık'a zarar vermek amacıyla yapıldığını düşünüyorum ve gereğinin yapılacağına eminim.
İlçede birileri sosyal medyada ortalığı karıştırmak, insanları birbirine düşürmek için fırsat kollarken, birileri de ne yazdığını okumadan, anlamadan beğenip paylaşıyor. Sonra yüz yüze geldiğimizde "Vallahi fark etmemişim" diyerek iş işten geçmiş oluyor. Güreşlerde harcanan paranın emin olun 5 kuruşu sizlerin pis dedikodularınızda olduğu gibi avantaya dönmemiştir. Yakın zamanda kuruşu, kuruşuna harcananlar açıklanacaktır ve sadece attığınız yalanlar ve yaptığınız büyük edepsizlik konuşulacaktır.
Sevgili okurlarım, Karamürsel bizim mabedimizdir. Gerçek sorunlarımız var: Uyuşturucu, hırsızlık, yangın felaketi, evsiz kalan aileler ve yardıma muhtaç öğrenciler. Bu acıları ranta çeviren, suistimal eden alçaklara prim vermeyin. Dedikodularla değil, aslanlar gibi dik durarak gerçeklerin peşinden gidin. Cumhuriyet Halk Partisi ve Ak Parti'nin meclis üyeleri var, onlara sorun. Delilinizle, ispatınızla konuşun. Allah aşkına, bu dedikoduları yayanlar yüzünden çok ağır bedeller ödenecek, demedi demeyin.
Bu arada, yeni balık sezonunda denize çıkan tüm balıkçılarımıza ve ailelerine bol bereketli bir sezon diliyorum.